DOLU DOLU DOĞUNUN HAZİNELERİ DOĞU ANADOLU TURU 6 GECE OTEL KONAKLAMALI
1.GÜN:KARASU-SAKARYA-BOLU-ANKARA-SİVAS Belirlenen yer ve saatlerde Sevgili Misafirlerimizi alarak Dolu Dolu Doğunun Hazineleri Turu yolculuğumuz başlıyor. Geceleme otobüste.
Dolu Dolu Doğunun Hazineleri Turunun ilk günü sabahın ilk ışıklarıyla yüzölçümü olarak Türkiye’nin ikinci büyük şehri olan tarihi açıdan İpek Yolu ve Kral Yolu üzerinde yer alması açısından büyük bir önemi olan Sivas şehrine ulaşıyoruz.Kahvaltı için vereceğimiz (extra) kahvaltı molası sonrasında 1271 yılında, III. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Muzafferüddin Burucirdi tarafından yaptırılmış Buruciye Medresesi’ni, 1217 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından yapılan Şifahiye Medresesi’ni ve 1271 yılında İlhanlılar Veziri Şemseddin Cüveyni tarafından yaptırılmış Çifte Minareli Medreseyi görüp, 2 Eylül-18 Aralık 1919 tarihleri arasında "Milli Mücadele Karargâhı" olarak kullanılan Sivas Kongre Binası’nı panoramik izleyerek Sivas'tan ayrılıyoruz.Sonra Erzincan’ın meşhur et dönerini tatmak için vereceğimiz öğle yemeği molasının ardından Bakırcılar çarşısını gezip ,tulum peynirlerini tadıp Erzurum’a doğru yolculuğumuza devam ediyoruz.Dadaşlar diyarı Erzurum’da otelimize yerleşiyoruz. Kahvaltı: Sivas (extra) Öğle Yemeği:Erzincan (Ekstra) Akşam Yemeği:Otelde (fiyata dahil Konaklama: Erzurum Otelleri
3.GÜN:ERZURUM-ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE(HATUNİYE MEDRESESİ)-YAKUTİYE MEDRESESİ-ÜÇ KÜMBETLER-ULU CAMİİ-ERZURUM KONGRE BİNASI- LALA PAŞA CAMİİ-ERZURUM EVİ-TAŞHAN-PASİNLER-(HASANKALE)-ÇOBANDEDE KÖPRÜSÜALLAHUEKBER DAĞI ŞEHİTLİĞİ-KARS ŞEHİR MEEKEZİ- NAMIK KEMAL EVİ – ON İKİ HAVARİLER KİLİSESİ(KÜMBET CAMİİ)-FETHİYE CAMİİ –KARS KALESİ-EBUL HASAN HARAKANİ CAMİ VE TÜRBESİ-KARS KAŞARI VE BAL ALIŞVERİŞİ-KARS AŞIKLAR ATIŞMA VE KAFKAS GECESİ
Sevgili misafirlerimiz sabah otelde aldığımız kahvaltı sonrasında 1517 tarihinde Yavuz Sultan Selim`in Osmanlı yönetimine bağladığı, Anadolu'ya giriş kapısı konumundaki Erzurum'a ulaşıyoruz ve Erzurum gezimize başlıyoruz. Dadaşlar diyarında gezimize ilk olarak İlhanlı Hanedanları'ndan Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilen ve 13'üncü yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilen Çifte Minareli Medrese ile başlıyoruz. Ardından en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve 12. yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılan, Klasik Anadolu mimarisinin başlangıcı karışımının en güzel örnekleri olan Üç Kümbetler’e varıp fotoğraflarımızı çektikten sonra Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından 1179 yılında yaptırılmış Erzurum Ulu Camii’yi ziyaret edeceğiz. Öğle yemeği için Erzurum’un kuzu etinden yapılan vazgeçilmez damak tadı, meşhur Cağ Kebabı ve Kadayıf Dolmasını yemek için restoranımıza doğru hareket ediyoruz. Öğle Yemeği Molamız Sonrası 12. yüzyıl ortalarında Saltuklu Hükümdarı Ebu'l Kasım tarafından İç Kale Mescidi’ne minare olarak yaptırılmış, 1848 yılında, daha sonra 1881 yılında saat yerleştirilerek aynı zamanda Gözetleme Kulesi olarak kullanılmaya başlamış Saat Kulesi’ni gördükten sonra 1864'de Mıgırdiç Sanasaryan tarafından yaptırılmış ve Ermeni Kız Yatılı Okulu olarak eğitim vermiş, geçirdiği yangından sonra Gazi İlkokulu olarak 1926'da hizmete açılmış Erzurum Kongre Milli Mücadele Müzesi’ni gezip, Anadolu'daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü olan Yakutiye Medresesi‘ni ve Kanuni Sultan Süleyman'ın komutanı, Kıbrıs fatihi, Sadrazam Lala Mustafa Paşa’nın Erzurum Beylerbeyi görevini yürüttüğü 1562 yılında yaptırdığı Lalapaşa Camii’ni dışarıdan görerek, Erzurum’un olmazsa olmazı Oltu Taşı için Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılmış Taşhan’ı ve Erzurum evi ziyaretimizi tamamlayıp İlhanlı Emiri Hacı Toğay’ın oğlu Hasan Bey'in l339’da yaptırdığı, 16.yüzyılda Kanunu Sultan Süleyman tarafından onarımı yaptırılmış Hasankale'yi ve 1297-1298 yılları arasında Vezir Salduzlu Emir Çoban Noyin tarafından Aras Nehri üzerinde inşa edilmiş, 128 m. uzunluğunda, 8,5 m. genişliğinde Çobandede Köprüsü'nü aracımızdan görerek, Lavın hızlıca soğuması ve kristalleşmeye yetecek kadar zaman geçmeden donmasıyla oluşan obsidyen damarlarını görüp Sarıkamış'a ulaşarak Kültür Bakanlığı'nın 1996 yılında, 1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında Kars’ı Ruslardan geri almak için harekata katılan ve donarak ölen 60 000 askerin adına yaptırdığı Allahu Ekber Dağı Şehitliği'ni ziyaret ederek Kars'a ulaşacağız.Kars merkez gezimizi tamamlayıp alışveriş yaparak isteyenlerle Kars kaşarı vs alışverişlerimizi tamamlayıp akşam Kafkas Gecesine gitmek için otele gidip hazırlanıyoruz.Dileyen konuklarımız ile bölge kültürünü tanıyabileceğimiz ve yöresel yiyecekleri tadacağımız Kars'ın olmazsa olmazı Kafkas Gecesi'ne katılıyoruz. Bu akşam yapacağımız konaklamada akşam yemeği tur ücretine dahil değildir. Kafkas Gecesi'ne katılmak istemeyen misafirlerimiz akşam yemeğini kendi imkanları ile yiyebileceklerdir.Kafkas gecesinde sonra konaklamak için otelimize geçiyoruz. Kahvaltı: Otelde (fiyata dahil) Öğle Yemeği: Kars(Ekstra) Akşam Yemeği:Aşıklar Kafkas gecesinde (ekstra) Konaklama: Kars Otelleri
Sabah otelimizde aldığımız kahvaltı sonrası Ermeni Hanedanlığı'nın başkenti olmuş, Sultan Alparslan tarafından 1064 yılında 25 günlük bir kuşatmadan sonra fethedilen Ani'ye ulaşıp, 1215 yılında Anili bir tüccar olan Tigran Honents tarafından inşa ettirilmiş Resimli Kilise, temelleri Bagratlı Kralı II. Sembat tarafından M.S. 990 yılında atılmış ancak Kral öldükten sonra eşi kraliçe Katranide tarafından 1001 yılında bitirilmiş Büyük Katedral, 1072 yılında Ebû'l Menuçehr Bey tarafından yaptırılan ve Anadolu'daki ilk Türk Camisi olma özelliğini de taşıyan Menuçehr Camii gezilerimizi bitirdikten sonra Ani'den ayrılarak Dağpınar, 2961m rakımlı volkanik Yağlıca Dağı eteklerinde kurulu Digor, 35 dönümlük bir araziyi kaplayan Tuz madeninden dolayı Kulp olan adı değişen Tuzluca istikameti ile adını Oğuz Han'ın altı oğlundan biri olan Deniz Han'ın en büyük oğlu, İğdir Bey'den alan Iğdır'dan ve en son 1840 yılında faaliyete geçmiş, 5137m rakımı ile Türkiye’nin en yükseği Ağrı Dağı'nın yanından geçerek Trabzon yolu çizelgesinde bir Gümrük Merkezi olarak sürekli gelişmiş Doğubayazıt'a ulaşacağız. Verilecek Öğle Yemeği Molası sonrası, yapımına 1685 yılında Çıldır Atabeklerinden Çolak Abdi Paşa tarafından başlanılmış, 99 yıl sonra aynı soydan gelen Küçük İshak Paşa zamanında 1784’te tamamlanmış, 366 odalı, Dünya'da duvardan merkezi ısıtmalı sistemin kullanıldığı ilk yapı olan İshakpaşa Sarayı'nda, bir musluğundan süt, bir musluğundan su aktığı söylenen Süt Çeşme'yi, Mahkeme Salonu'nu, Zindanları, Harem ve Selamlık kısımını görerek, İran sınırları içindeki Maku şehri yakınında yer alan Çaldıran ile isim benzerliği olan Çaldıran istikameti ile 2644m rakımlı Tendürek Geçidini aşıp, adını Bağdat seferine çıkan Sultan IV. Murat'tan alan, Bend-i Mahi çayı üzerinde, yaklaşık 50m yükseklikten düşen Muradiye Şelalesi'nde Fotograf Molası vereceğiz. Molamız sonrasında, en derin noktası 451m olan ve 3.755 km² alanı ile ülkemizin en büyük gölü Van Gölü kenarından M.Ö. 1800 yılında Asur Kraliçesi Semiramis tarafından kurulduğu söylenen Van'daki otelimize ulaşıyoruz.Dileyenler akşam ışıl ışıl olan Maraş caddesinde gezebilirler.Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Kahvaltı: Otelde (fiyata dahil) Öğle Yemeği: Doğubeyazıt (Ekstra) Akşam Yemeği:Otelde (fiyata dahil) Konaklama: Van Otelleri
Sabah otelde aldığımız kahvaltı sonrasında Arapça “Kara” anlamına gelen “Esvad” sözcüğünden gelen, gümüş üzerine sürülen bakır, kurşun ve kükürtten elde edilen bir alaşım olan, siyah renkli savat çamuru ile yapılan Savat Sanatı ile ilgili bilgi aldıktan, nadide bir kedi ırkı olan Van Kedileri'ni de gördükten sonra Urartu Kralı I. Sarduri tarafından M.Ö. 840-825 tarihleri arasında, Urartu baş kenti Tuşpa'yı kuş bakışı gören, 1800 m uzunluğunda, 120 m genişliğinde ve 80 m yüksekliğinde yapılan Van Kalesi'ni göreceğiz. Devamında, Avrupa Birliği Projesi kapsamında kurs gören 25 kadının, Van ve yöresine ait dokudukları birbirinden güzel kilimleri ve halıları tanıdıktan sonra 3250m rakımlı Erek Dağı eteklerine kurulu Van'dan ayrılarak 3550m rakımlı sönmüş yanardağ Artos eteklerine kurulu Gevaş'ta teknemize binip (Ekstra) rehberimiz eşliğinde suyu tuzlu ve sodalı, 1646 m rakımlı, 120 km genişliğinde ve 80 km genişliğinde Van Gölü üzerinde yapacağımız yaklaşık 30 dakikalık yolculuk sonrasında Akdamar Adası'na ulaşıyoruz. Üzerine Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel'e yaptırılmış Gagik Kilisesi ziyaretimiz sonrasında tekne ile Gevaş'a dönüp verilecek Öğle Yemeği Molası sonrası, 2012 tarihinde tamamlanan ve 2.306m uzunluğundaki Kuskunkıran Geçidi istikameti ile Ermeni kaynaklarında, Memleketinin Kasabası anlamına gelen Tadvan veya Dadvan şeklinde geçen Tatvan'a ulaşıyoruz. Tatvan'da bizi bekleyen minibüslerimize binerek (Ekstra) Volkanik Nemrut Krater Gölü Turumuza başlıyoruz. Türkiye'de tarihi çağlarda faaliyette bulunduğuna dair kayıtları olan 2 yanardağdan biri olan, en son 1411 ve 1441 yıllarında faaliyet gösterdiği yazılı kaynaklarda belirtilmiş, 2935m rakımlı Nemrut Dağı'nın 7500m ve 6000m çaplı elips şeklindeki Kalderası'nın içine girerek hala faal Buhar Bacalarını, Küçük Göl'ü ve 15km²'lik Krater Gölü'nü gördükten sonra Tatvan'daki otelimize ulaşıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Kahvaltı: Otelde (fiyata dahil) Öğle Yemeği:Van (Ekstra) Akşam Yemeği:Otelde (fiyata dahil) Konaklama: Tatvan Otelleri
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında, yaklaşık 5 saat sürecek yolculuğumuza başlıyoruz. Yolculuk boyunca, Birinci Dünya Savaşı'yla beraber Anadolu’da işgal edilen vilayetler içinde istiklaline kavuşan ilk şehir Bitlis'in yanından geçerek, eski adı Norşin olan, 1988 tarihinde İlçe olmuş Güroymak, adı İbranice “Sulak, Verimli ve Otlak” anlamına gelen “Muşa” kelimesinden geldiği ileri sürülmüş Muş, 1936 yılında vilayet olmuş,efsanelere konu olmuş Murat Nehri üzerinde konumlanmış Murat Köprüsünü görüp, 1945 yılında da İl Merkezi olan Çapakçur’un adı değişmiş Bingöl'den geçerek, kaynağını Erzurum'dan alan, Elazığ Tunceli sınırını oluşturan Perisuyu Çayı'nın üzerinden geçip 144 km uzunluğundaki Munzur Irmağını takip ederek, 1087 yılında kesin olarak Türklerin egemenliği altına girmiş, Cumhuriyetin ilanı ile Dersim Vilayeti haline getirilmiş, 1946 tarihinde "Kalan" ismi ile il olmuş, adı Atatürk tarafından değiştirilmiş Tunceli'ye ulaşıp verilecek Öğle Yemeği Molası sonrasI bir çok farklı medeniyetlere ait eserleri geniş bir alanda sergileyen Tunceli Arkeoloji Müzesi’ni gezerek, Munzur Vadisi'nde kurulu Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk Su Sporları Merkezi'ne ulaşıyoruz. Zip-Line istasyonunda, 12 metre yükseklikten 330 metre boyunca (Ekstra) Zip-Line yapıp Tunceli'ye tekrar dönerek 675 km² göl alanı bulunan Keban Baraj Göleti üzerinden Feribot ile karşıya geçip, Salkaya istikameti ile 1937 yılında Atatürk tarafından tahıl ambarı bolluk ve bereket anlamına gelen El'Azık adı verilmiş Elazığ'a ve sonra Elazığ'daki Otelimize Ulaşıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Kahvaltı: Otelde (fiyata dahil) Öğle Yemeği: Tunceli (Ekstra) Akşam Yemeği:Otelde (fiyata dahil) Konaklama: Elazığ Otellerİ
Otelimizde alacağımız keyifli bir kahvaltının ardından sonrasında 1085 yılında Türklerin eline, 1507 yılında Şah İsmail'in idaresine geçmiş, 1516 yılında Çaldıran Muharebesinden sonra Osmanlı Ordusu tarafından fethedilmiş Harput’a ulaşıyoruz. Burada, Çarsancak Beyi Osman Ağa tarafından 1738 – 1739 yıllarında yaptırılmış Kurşunlu Camii'nin önünden geçerek, 12. Yüzyılda Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yapılmış olan Ulu Camii'ni ziyaret edip, MÖ 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulmuş, Artuklu Beyi Balak Gazi'nin ve Selçuklu Beyi Alaeddin Keykubad'ın hükûmet merkezi olmuş, yapımı sırasında yaşanan su kıtlığı nedeniyle, harcına su yerine süt kullanıldığı, bu yüzden “Süt Kalesi” denilen Harput Kalesi'ni fotoğrafladıktan sonra Elazığ'ın Keban İlçesi istikametinden Fırat Irmağı'nın eşsiz manzarasına sahip olan Çırçır Şelalesi'nde su şırıltıları ve şelale manzarası eşliğinde sabah kahvemizi yudumluyoruz. Keban Barajı önünde fotoğraf molamızın ardından, Arapgir ilçesine on beş kilometre mesafede yer alan Onar Köyü’ne hareket ediyoruz. Önce 550 yıllık olduğu düşünülen tarihi cem evini ziyaret ediyor ve köyün kerpiç evlerinden oluşan sokaklarında yapacağımız gezimiz esnasında köylülerin kendi ürettikleri el yapımı ev şaraplarının tadına bakma şansına sahip oluyoruz. 18. YY'dan kalma bir kervansaray olan Arapgir Millet Hanı'na geçerek reyhan çayı, kolonyası, kremi alışverişleri yapmak üzere serbest zaman veriyoruz. Hanın tam karşısında, taş işçiliğinin kök boyalarla ahşap bezemelerinin en güzel örneklerini görebileceğimiz Mirliva Ahmet Paşa Camii'ni ziyaret ediyoruz. Öğle yemeği molasını Arapgir Milet Han'da verdikten sonra 750 yıllık bir kültürün ve ikadim izlerini solumak için alevilerin buluşma noktası olan Ocak Köyü’ne gidiyoruz. Alevi kültürünün yaygın olduğu köyde bulunan Hıdır Abdal Sultan Türbesi ve Külliyesi’ni görerek, köy halkından Mustafa Gürer'in genç yaşta kaybettiği oğlu Ali Gürer’in anısını yaşatmak için kişisel katkılarıyla kurulmuş ve içerisinde 4000’den fazla folklorik eserin sergilendiği Erzincan'da ilk özel müze olan Ocak Köyü Özel Müze'sini geziyoruz. Köyde Hıdır Abdal Türbesi ve Cem Evi’ni ziyaret ederek çay kahve molası veriyoruz. Ocak köyü gezimizin ardından, Fırat’ın bir kolu olan Karasu Nehri'ni izleyerek, yol üzerinde emekli öğretmen çift aralarındaki tatlı bir iddia üzerine, kayaların tepesine yapmış oldukları muazzam fırat manzaralı evi panoramik olarak görüyor ve vefat eden eski valimiz Recep Yazıcıoğlu’nun örnek mücadelesi ile yapılan, Ayşe Kulin’in "Köprü" kitabına ve de bir filme konu olan Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü'ne ulaşıyoruz. Köprünün içine yürüyerek giriyor ve grubumuzla hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Güzel bir günün ardından dinlenmek üzere Kemaliye’deki otelimize geçiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Kahvaltı: Otelde (fiyata dahil) Öğle Yemeği: Arapgir (Ekstra) Akşam Yemeği:Otelde (fiyata dahil ) Konaklama: Kemaliye Otelleri
Otelde alacağımız kahvaltının ardından, ismi önceleri "Eğin" iken, Mustafa Kemal Atatürk’e ithafen "Kemaliye" olarak değiştirilen, Çevre ve Kültür Değerlendirme ve Tanıtma Vakfı tarafından özgün mimarisi ve dokusuyla Unesco Dünya Kültür Miras Listesine aday gösterilen Kemaliye ve çevresini özel tutulacak minibüslerle (ekstra) gezmeye başlıyoruz. Önce ünlü kemaliyeliler Taş Yolu ve Recep Vali Yazıcıoğlu Tüneli'ni görerek fotoğraf molaları veriyoruz. Fırat’ın bir kolu olan Karasu Nehri üzerinde isteyen konuklarımızla Zipline keyfimizi yaparak eğlenceli anlar yaşıyoruz. Daha sonra isteyen konuklarımızla Karanlık Kanyon sert kayalı koşullarına uygun ve de 60 cm’lik suda bile hareket edebilen özel kanyon tekneleri ile (ekstra) dünyanın en büyük kanyonlarından biri olan ve yaklaşık 9 km uzunluğundaki Karanlık Kanyon’da tekne gezisi yapıyoruz. Karanlık Kanyon barajında yaklaşık 1 saat süren keyifli tekne turu esnasında muhteşem manzaranın içinde sessizliğin sesini dinliyor ve su kenarına inen dağ keçilerini fotoğraflıyoruz. Yol üzerinde, yöre halkının el emeği ile 130 yılda tamamlanan ünlü Kemaliye Taş Yolu ve 1.100 metre yükseklikten Kanat Paraşütü ile Yamaç Atlayışı Sporu (Wingsuit Flying) ile dünya şampiyonu olan sporcuların yamaç atlayışı yaptığı noktaları da görerek, ülkemizin ve Mezopotamya'nın kralı olan Fırat Nehri’nin büyüsü içerisinde unutulmaz anlar yaşıyoruz. Tekne turumuzun ardından, ünlü Kemaliye Taş Yolu’nun derin kısımlarını daha yakından görmek ve adrenalin dolu bir yolculuk yaşamak için arzu eden konuklarımızla Jeep Safari Turu‘na (extra) katılıyoruz. Sonrasında Kemaliye Mani Tepesi’ne çıkıyor ve Fırat Nehri'nin ve Kemaliye Beldesi’nin kuş bakışı muhteşem manzarasını fotoğraflıyoruz. Güzergahımızda bulunan Zincirli Kaya, Tarihi Taş Dibi Camii, Kadı Gölü, Şelale, Kadı Evi, Tarihi Dut Değirmeni, Seyitali Parkı'nı gördükten sonra, lökhane’de lök tatlısı, dut ve nohut alışveriş için mola veriyoruz. Anadolu’nun ilk kurulan beldelerinden biri olan tarihi Kemaliye (Eğin) sokaklarında, rehberimizin bilgilendirmeleriyle gezimizi sürdürüyor ve Tübitak tarafından da desteklenen Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa ve Tarih Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. (açık olur ise) Buradan “Orada bir köy var uzakta” şiirinin ilham kaynağı olan Ahmet Kutsi Tecer'in köyüne yani Apçağa Köyü'ne hareket ediyoruz. Tarihi dokusu hiç bozulmamış bu köyde Ahmet Kutsi Tecer Müzesi’ni gezerek, köy pazarında alışveriş yapıp köylülerle sohbet etme şansına sahip oluyoruz. Köy meydanında bulunan tarihi Osmanlı çeşmesinden buz gibi dağ suyu içtikten sonra tekrar yola koyuluyoruz.Gezimizin ardından Orta Asya'dan göç eden Kangar Türk boyunun, göç ederken getirdiği düşünülen, 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı sultanları tarafından üretilmiş ve Samson olarak adlandırılmış köpekleri ile meşhur Kangal’a uğruyoruz. Adakar Turizm ile muhteşem güzelliğe sahip rotalarda yaptığımız gezimizin ardından Sakarya’ya doğru dönüş yolculuğumuza geçiyoruz. Kahvaltı: Otelde (fiyata dahil) Öğle Yemeği: Kayseri dolayları (Ekstra) Akşam Yemeği:Tesis Molasında (ekstra) Konaklama: Bu gece otel konaklaması yoktur.
FİYATA DAHİL OLANLAR: - Adakar Turizm Güvencesi - Otellerde 6 Gece Konaklama - 1618 Nolu Zorunlu Seyahat Sigortası - Program Dahilindeki Tüm Çevre Gezileri - Feribot, Otopark, Otoban ve Köprü Ücretleri - Profesyonel Rehberlik ve Refakat Hizmetleri - Lüks Araçlar İle Ulaşım ve Araç İçi Su İkramı - Otellerde Alınacak 7 Kahvaltı ve 6 Akşam Yemeği
FİYATA DAHİL OLMAYANLAR: - Tüm Öğle Yemekleri - Tüm Özel Harcamalar - Kars’ta 1 Akşam Yemeği Kafkas Gecesi - Tüm Yemeklerde Alınan İçecekler - Tüm Müze ve Ören Yeri Giriş Ücretleri - Ekstra Belirtilen Tüm Organizasyonlar - İlk Gün Kahvaltı ve Son Gün Akşam Yemeği-Tekne Ulaşımları
